Şeytana Geri Döndük

Ozan Aydemir Köşe Yazıları

Ozan Aydemir Köşe Yazısı – Hardware Plus Dergisi

Hem de ne geri döndük, aslında şeytan geri döndü ve bizi öyle bir davet etti ki bu sefer ona katılamamak imkânsızdı. Yanlış anlaşılmasın; Diablo 3 Reaper Of Souls’tan bahsediyorum.

Her şey aslında 1996 yılında başladı. Blizzard’ın Diablo’yu çıkarması ile beraber oyun tarihi değişti, oyuncular daha iyisini istiyorum açlığına yenik düştüler ve Diablo’nun bağımlısı oldular. Cennet ve cehennem arasındaki savaşta oyuncular da kahramanları ile yer alarak insanlığı korumak için kıyasıya mücadeleye girdiler. Düzen ve disipline karşı kaosun savaşı o kadar popüler oldu ki sonrasında 2000 yılında Diablo 2 çıktı.

Oynadıkça oynadık, oyunu bitirdikçe yeniden bitirmek için aylarımızı verdik. Aslında Blizzard oyuncuyu yakalayacağı yeri çok güzel keşfetmişti bir kere. Evet, oyun çok güzel, grafikler zamanına göre oldukça etkileyici ve kasvetli, proje çok başarılı ve imzasında Blizzard var. Ama arkasında yatan tek bir etken milyonları etkiledi; DAHA FAZLASINI İSTEMEK, açlığa yenik düşmek, kendini bu uğurda kaptırmak…

Blizzard öyle bir sistem yaratmıştı ki, bir kere oyunu bitirmek yetmiyordu. Daha zor seviyelerde oynayarak daha güçlü eşyalar toplamak ana amaç oldu. Senin silahın efsane ondan bulmam lazım, set parçasının en nadidesini buldum, şimdi diğerlerini de bulup seti tamamlamak ve ekstra güçlerini almak istiyorum, özel kılıç yetmez efsanevi olanı bulmam lazım diyerek, o haritadan bu haritaya, şu bölümden bu zindana giderken bulduk kendimizi.

Aradan yıllar geçti ve günümüze en uygun kalitesi ile Diablo 3 çıktı. Oyun birçok açıdan çok kaliteli ve tam bir Blizzard klasiği olsa da, nasıl olduğunu anlayamadığım çok büyük bir hata yaptılar. Oyuna açık arttırma sistemini getirdiler. Oyuncuların buldukları eşyaları ister oyun parası, ister nakit ile satıp veya alabileceği bu sistem, kısa vadede Blizzard için karlı gözükse de, bir şeyi fazlası ile öldürdü; DAHA FAZLASINI İSTİYORUM ve BUNUN İÇİN DAHA FAZLA OYNAMALIYIM. Ben dâhil herkes bu sistemi kullanarak daha ilk günden en güçlü silahları para ile satın aldık. Kendim dâhil 1 ay sonra fark ettim ki artık oynamak istemiyorum. Çünkü emelime kavuşmuştum.

Neyse ki Blizzard hatasını kabullendi ve Reaper Of Souls’ta açık arttırma sistemi kalktı, online etkileşimli sistemler geliştirildi, çok daha fazla eşya ve set oyuna getirildi. Şimdi ben de daha fazlasını istiyorum diyorum ve çok sıkı bir şekilde oynuyorum.

Aslında gerçek hayatta da çok benzer durumlar söz konusu. Kısa yoldan kazanılan her değer, sadece adı değer olarak kalan bir kavrama dönüşüyor ve insanları tatmin etmiyor, aksine mutsuzluğa ve boşluğa sürüklüyor. Emek harcanarak kazanılan değer ise, isminin de ötesinde haz, gurur, deşarj ve mutluluğu da beraberinde getiriyor.

Aman diyeyim Blizzard, sakın bir daha böyle bir hata yapma, bizler sizleri ilah olarak bildik Rocky filmindeki gibi “O da insan kaşı yarıldı” demeyelim. 🙂

Immortal Kings Seti beni bekler, ben biraz Diablo kasayım…

Ozan Aydemir Köşe Yazısı – Hardware Plus Dergisi